make sure

  1. emin olmak, kanaat getirmek, güvence/teminat altına almak.
garantilemek Verb
temin etmek, sağlamak, tahkik etmek, soruşturmak, işin aslını anlamak, emin olmak, kanaat getirmek, sağlama
bağlamak.
make sure of a fact: bir vak'ayı tahkik etmek.
make sure of a seat: kendine bir mevki sağlamak.
temin etmek Verb